Jeotermal enerji kaynakları sıcaklıklarına bağlı olarak başta elektrik üretimi olmak üzere konut ısıtması, bölgesel ısıtma, sera ısıtması, termal turizm-tedavi ve endüstriyel sıcak su eldesinde kullanılmaktadır.
Türkiye’de bilinen 1000 dolayında sıcak su ve mineralli su kaynağı ile jeotermal kuyu mevcuttur. Sıcaklığı °C’nin üzerinde olan jeotermal sahaların sayısı ise 170’dir. Bunların 6 tanesi yüksek sıcaklıklı saha olup konvansiyonel olarak elektrik üretimine uygundur. Türkiye jeotermal enerji rezervi (elektrik üretimi açısından), 4300 MWe mümkün, 200 MWe kanıtlanmış olmak üzere toplam 4500 MWe’tir (DEK-TMK, 1998). Ülkemizde bulunan tek jeotermal elektrik santrali Kizildere- Denizli’de TEK (Bugünkü TEAŞ) tarafindan 20,4 MWe’lik bir kapasite ile 1984 yılında kurulmuştur. Türkiye, bu santral ile jeotermal elektrik üretiminde 19 ülke arasından 12. sıradadır. Elektrik üretimine uygun diğer sahalar,
Germencik-Aydın (231°C), Tuzla-Çanakkale (174°C), Salavatli-Aydın (171°C), Simav-İzmir (162°C) ile Seferihisar-İzmir (150°C)sahalarıdır.
Ülkemizde jeotermal sahalar büyük bir çoğunlukla orta ve düşük sicaklikli sahalardir ve bilinen jeotermal sahalarin %95’i hacim isitma uygulamalarina uygundur.
Türkiye’nin muhtemel jeotermal isi potansiyeli 31500 MWt olarak tahmin edilmektedir. 2000 yili sonu itibariyle MTA tarafindan yapilan 304 jeotermal sondaja göre muhtemel potansiyelin 2046 MWt’i görünür potansiyel olarak kesinleştirilmiştir. Türkiye’deki doğal sicak su çikişlarinin 600 MWt olan potansiyeli de bu rakama dahil edildiğinde toplam görünür jeotermal potansiyel 2646 MWt ulaşmaktadır.
2000 yili itibariyle, Türkiye doğrudan kullanim kurulu gücü 493 MWt konut isitmasi ve 327 MWt kaplica kullanimi olamak üzere toplam 820 MWt’dir. Jeotermal bölgesel isitma sistemleri, Gönen (Balikesir), Simav (Kütahya), Kizilcahamam (Ankara), Balçova (İzmir), Narlidere (İzmir), Sandikli (Afyon), Kirşehir, Afyon, Kozakli (Nevşehir) ve Diyadin’de (Ağri) kurulmuştur. Muhtemel jeotermal potansiyelin kullaniminin getirebileceği ekonomik kazanim TÜBİTAK tarafindan 9 milyar $/yil olarak öngörülmüştür.